Türk İş Hukukunda Süt İzni

Kadın işçilerin analık halinde çalışma hayatlarının devamına yönelik doğum öncesi hamilelik dönemi ile doğum sonrasındaki dönem olmak üzere hukukumuzda birtakım ulusal ve uluslararası koruyucu yasal düzenlemeler mevcuttur.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 50’nci maddesi başta olmak üzere, 4857 sayılı İş Kanunu (“Kanun”) ve ikincil düzenlemelerin ilgili hükümleri ile kadın işçilerin hamilelik ve analık hallerinin özel olarak korunması amaçlanmaktadır. Türk Hukukundaki bazı düzenlemelerle kadın işçilerin hem özel hem de çalışma hayatlarını dengede tutabilmeyi olumlu yönde etkileyen hamilelik ve doğumda analık izinleri, doğum sonrası süt izni ile belirli işlerde tanımlanan çalışma yasakları getirilmiştir.

HAMİLELİK VE ANALIK HALİNDE KADIN İŞÇİLERE UYGULANAN DÜZENLEMELER

Kadın işçiler lehine düzenlenen muayene izni, analık haline ilişkin izin süreleri, isteğe bağlı yarım çalışma izni veya altı aya kadar ücretsiz izin ile süt izni, Kanunun 74’üncü maddesinde detaylı şekilde düzenlenmiştir. İlgili maddenin son fıkrası uyarınca ise, işbu maddede düzenlenen hükümlerin yalnızca Kanuna tabi olan kadın işçilere değil, Türk Borçlar Kanunu, Deniz İş Kanunu ile Basın İş Kanunu’na tabi şekilde istihdam edilen kadın işçilere de uygulanacağı düzenlenmesi sebebiyle kapsayıcı bir koruma söz konusudur.

Kanunun 74’üncü maddesinin 3’üncü fıkrası uyarınca hamilelik döneminde kadın işçiye talebi halinde muayene izni adı altında periyodik doktor kontrolleri için zorunlu olarak ücretli izin verilmektedir.

İlgili düzenlemede analık izni doğrultusunda ise kural olarak, kadın işçinin doğum öncesinde sekiz hafta ve doğum sonrasında sekiz hafta olmak üzere belirli bir süre çalıştırılmaması esastır. Bu süre boyunca kadın işçinin ücretli izin hakkı söz konusu olup çoğul gebelik, doktor raporu ile saptanacak şekilde özel sağlık durumu ve çalışılan işin niteliğine göre arttırılabilmektedir.

Analık izin süresinin tamamlanmasının ardından, ilgili hükümde kadın işçiye isteğe bağlı yarım çalışma izni kapsamında ücretsiz izin hakkı tanınmaktadır. Kadın işçinin talebi halinde haftalık çalışma süresinin yarısı kadarki ücretsiz izni Kanunun 74’üncü maddesinin 2’nci fıkrasında “Birinci fıkra uyarınca kullanılan doğum sonrası analık hâli izninin bitiminden itibaren çocuğunun bakımı ve yetiştirilmesi amacıyla ve çocuğun hayatta olması kaydıyla kadın işçi ile üç yaşını doldurmamış çocuğu evlat edinen kadın veya erkek işçilere istekleri hâlinde birinci doğumda altmış gün, ikinci doğumda yüz yirmi gün, sonraki doğumlarda ise yüz seksen gün süreyle haftalık çalışma süresinin yarısı kadar ücretsiz izin verilir. Çoğul doğum hâlinde bu sürelere otuzar gün eklenir. Çocuğun engelli doğması hâlinde bu süre üç yüz altmış gün olarak uygulanır.” şeklinde ifade edilmiş ve yine analık izninde olduğu gibi bazı özel durumlar ile sürenin uzatılması mümkün kılınmıştır.

Buna ek olarak, Kanunun 74’üncü maddenin 6’ncı fıkrası uyarınca kadın işçinin talebi durumunda analık izni süresinin bitimi ardından altı aya kadar ücretsiz izin verilmekte ve kadın işçinin yıllık ücretli izin hakkı hesabında bu süreler dikkate alınmamaktadır. Ancak, kadın işçilerin analık izni ardından talep edebileceği altı aya kadar ücretsiz izin hakkı ile haftalık çalışma süresinin yarısı kadar çalışma kapsamındaki ücretsiz izin hakkı seçimlik bir haktır[1]. Konuya dair Kanunda herhangi bir açık hüküm olmamasına rağmen 08.11.2016 tarihli Resmî Gazete’de yürürlüğe giren Analık İzni Veya Ücretsiz İzin Sonrası Yapılacak Kısmi Süreli Çalışmalar Hakkında Yönetmelik’in 8’inci maddesinin ilk fıkrası gereğince kadın işçinin altı aya kadarki ücretsiz izin veya haftalık çalışma süresinin yarısı kadarki çalışma talebinde bulunması gereklidir[2].

Bahse konu kadın işçi lehine düzenlenen hükümler emredici nitelikte olduğundan kadın işçinin taleplerinin işverence karşılanması zorunludur. Zira, Kanunun 104’üncü maddesinde, kadın işçilerin çalışılmaması gereken analık izni süresinde çalıştıran veya ücretsiz izin vermeyen işverenlere idari para cezası öngörülmektedir.

Son olarak, Kanunun 55’inci maddesinin 1’inci fıkrasının b bendi açıkça analık izni süresinin yıllık ücretli izin hakkının ve kıdem süresinin hesabında sayılacağını belirtmiştir ve fakat, işçinin altı aya kadar ücretsiz izin talep etmesi halinde bu süre kıdem süresi hesabı yapılırken sayılmayacaktır.

SÜT İZNİ VE KULLANIMI

Kanunun 74’üncü maddesinde kadın işçilere doğum ardından bir yıla kadar günde bir buçuk saat süt izni verilmesi düzenlenmiş olup bu süre çalışma süresinden sayılmaktadır. Süt izni için doğum yapan kadın işçinin çocuğunun hayatta olması, fiilen istihdam ediliyor olması ve işverene bildirimde bulunması yeterlidir. Önemle belirtmek gerekir ki, analık izni, yarım çalışma izni veya altı aya kadar ücretsiz izin kapsamında fiilen tam zamanlı çalışmanın söz konusu olmayan dönemlerde süt izni kullanılmamaktadır.

Kanunda kadın işçilere verilmesi gereken izin süreleri emredici nitelikte olduğundan, süt izni hakkının işverence kullandırılmaması kadın işçiye iş sözleşmesini haklı nedenle fesih imkânı vermekte ve işverence süt izni verilmemesinin yaptırımı yukarıda Kanunun 104’üncü maddesinde idari para cezası olarak öngörülmektedir[3].

Bu hususta Yüksek Mahkeme kararlarında görüş değişikliği gündeme gelmiştir. Yargıtay’ın görüşü 2015 yılından itibaren değişerek Anayasa’nın 50’nci maddesinin 2’nci fıkrasına atıfta bulunulmuş ve süt izninin kullandırılmaması halinde kullandırılmayan sürenin %50 zamlı ücret üzerinden hesaplama yapılacağı hükmedilmiştir[4]. Bir diğer ifadeyle, süt izni çalışma süresine dahil olduğundan işverence kadın işçinin bu sürede çalıştırılması halinde kadın işçinin zamlı ücrete hak kazanacağına hükmedilmiştir[5]. Zira bu hususta Kanunun açık hükmü mevcut olup Kanunun 66’ncı maddesinin 1’inci fıkrasının (e) bendi uyarınca süt izni, çalışma süresinden sayılmaktadır.

Yargıtay kararında süt iznini kullanıma süresinde işçi lehine olmak üzere taraflarca süre düzenlemesi yapılabileceği hüküm altına alınmıştır. Ek olarak kadın işçi, süt izninin tamamını tek seferde veya bölerek de kullanabileceği gibi çalışma süresinde hangi saatlerde kullanacağına da ihtiyacına göre tek taraflı olarak karar verebilmektedir[6]. Ancak, her halükârda iş ilişkisi gereği işçilerin sadakat yükümlülüğü de gözden kaçırılmamalı, kadın işçi izin süresini belirlerken kötü niyetli hareket etmemeli ve mümkün olduğunca işveren ile mutabık kalarak çalışma düzenini olağan şekilde sürdürmeye çabalamalıdır.

Bununla birlikte, uygulamada süt izninin sıkça toplu olarak kullandırıldığı görülmektedir. Konuya ilişkin aksi yönde kararlar mevcut olsa da güncel Yargıtay kararlarında kadın işçinin günlük olarak öngörülen süt iznini toplu şekilde kullanma talebinde bulunamayacağına hükmedilmiştir[7]. Her ne kadar, bazı büyükşehirlerde yaşayan ve işyerleri ikametgahlarına uzak olan veya işyerlerinin kreş ve emzirme odası ve benzeri olanakları bulunmayan kadın işçilerce iznin toplu olarak kullandırılması tercih edilse de Kanunun 74’üncü maddesinin 7’nci fıkrası “Kadın işçilere bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam bir buçuk saat süt izni verilir.” şeklinde olup maddenin lafzında açıkça iznin günlük olarak kullanılması amaçlanmıştır.

Bu hususta son olarak belirtilmek gerekir ki; ilgili düzenleme gereği annenin ölümü halinde babanın da analık izninden faydalanabileceği yahut evlat edinme durumunda evlat edinenin de biyolojik anne gibi analık izninden ve ayrıca haftalık çalışma süresinin yarısı kadar çalışma izninden veya doğumda itibaren altı aya kadar ücretsiz iznini kullanılması mümkündür.

SONUÇ

İş Kanunu’nda süt izni ve kullanımına dair getirilen düzenlemeler sonucunda, yalnızca İş Kanunu’na tabi kadın işçilerin değil iş sözleşmesi ile istihdam edilen tüm kadın işçilerin bu hükümlerden yararlanması hamilelik ve analık hallerinin korunması bakımından kapsamın genişleterek olumlu bir gelişmeye sebebiyet vermiştir.

İlaveten, Kanunun 74’üncü maddesindeki değişiklikler ile yalnızca doğum yapan kadın işçilerin değil annenin ölümü halinde babanın da analık izninden, evlat edinme durumunda evlat edinenin analık izninden ve ayrıca haftalık çalışma süresinin yarısı kadar çalışma izninden veya doğumda itibaren altı aya kadar ücretsiz iznini kullanılması da bu koruma kapsamının genişletilmesini sağlamıştır.

İsabetli şekilde, yakın tarihli Yargıtay kararlarında net bir şekilde süt izninin günlük çalışma süresinden sayılacağı, işverence bu iznin kullandırılmamasının yaptırımı olarak Kanunun 104’üncü maddesindeki yaptırımlara tabi olunacağı ve işçinin haklı nedenle feshe dayanabileceği, bu sürede işçinin çalıştırılması fazla çalışma ücreti niteliğinde değerlendirilerek işçinin %50 zamlı talep edilebileceği değerlendirilmiştir.

[1] Arzu ARSLAN ERTÜRK; Kadın İşçilerin Çalışma Şartlarına İlişkin Türk İş Mevzuatının Öngördüğü Düzenlemelere Genel Bir Bakış, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, Cilt: 23 Sayı: 1, İstanbul, 2017, s. 360.

[2] Aslı ÇALIŞKAN; İş Hukukunda Analık Ve Ebeveyn İzinleri, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Özel Hukuk Yüksek Lisans Tezleri Dizisi No:4, İstanbul, 2017, s. 92.

[3] Y. 9.HD, 19.1.2021, 2021/1447

[4] Y. 22.HD, 25.9.2017, 2017/19050

[5] Sevil DOĞAN; Hukukunda İşçinin Ara Dinlenmesi, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, İstanbul, 2020, s.1185.

[6] Sarper SÜZEK; İş Hukuku, Beta Basım Yayım Dağıtım A.Ş., İstanbul, 2017, 13. Bası, s. 884.

[7] Y. 9.HD, 27.04.2017, 2017/7375

İlginizi Çekebilir

Genel Hizmetlerimiz Formu